Ana içeriğe atla

Saha Denen Bir Halk Var (Saka Degen Bir Halık Bar)


Sahalar, Asya kıtasının kuzey-doğu bölgesinde yerleşmişlerdir ve Türk kökenli bu halkın sahip oldukları topraklar son yıllara değin “Yakutistan” olarak adlandırılmıştır. Rusya’dan göç edenler 1650’lerden itibaren bu ülkeye yerleşmiş ve burayı sahiplenmişlerdir. Bölgenin gerçek adının ne olduğunu araştırmaya hiç gerek duymadan buraya Yakutistan adını vermişler ve burası da artık, tüm resmi belgeler dâhil, böyle adlandırılmıştır. Ancak son yıllarda Saha halkı, kendi adını tekrar kullanmaya başlamıştır.

Sahaların, özellikle 18. asrın sonu ile 19. asrın sonunda bütünüyle asimile edilmeleri (Ruslaştırılmaları), ad ve soyadlarının Rusçalaştırılması, halk geleneklerine Hıristiyan adetlerinin yerleştirilmesi onları köklerinden oldukça uzaklaştırmıştır. Son üç yüzyılda dillerine hayli Rusça kelime geçmesiyle dilleri oldukça farklılaşmıştır. Dolayısıyla, Saha Türkçesi’nde diğer Türk lehçelerinden farklı özellikler görülmektedir. Dil araştırmacıları bu dili hangi dil grubuna dâhil edeceklerini hayli tartışmış olsalar da bu dil, sonunda Türkçe’ye mensup kabul edilmiştir. Sahalar da son zamanlarda diğer Türk ülkeleriyle yakın ilişkilere girmeye başlamışlardır.

Sahalar halk edebiyatında kahramanlık destanlarına “olonho” adını veriyorlar. Bu sözcüğün Kazak Türkçesi’ndeki “ölen” sözcüğü ile aynı kökten olduğu tahmin edilmektedir. Saha Türkçesi’nin başta hayvancılıkla ilgili terimler olmak üzere genel anlamda Kazak ve Kırgız Türkçesi’yle çok benzerlik ve bazen aynılık göstermesi de önemlidir. Mesela; ot, biye (kısrak), kulın (tay), kazı (at eti), kımız (at sütü), od (ateş), şöp (at) kelimeleri örnek verilebilir. Kazaklarda “şara” denen kımız kabına onlarda ise “şoron” denilmektedir. Özellikle Saha lehçesinin dil yapısındaki kurallar, Türkçe köklü kelimeleri bile değiştirmiştir. Kazak Türkçesi’ndeki “j” harfinin (Türkiye Türkçesi’nde “y”) yerine Sahalar “s” kullanmaktadır (Ör: yürek-jürek-sürek). Bununla beraber, yapılan çalışmalarda herhangi bir Türk memleketinden olan birinin Saha lehçesini en çok 3 ayda öğrenebileceği saptanmıştır.

Olonho sözünü Sahalar ayrı bir gururla söylerler. Destanları ezbere okuyan “olonhat” yani olonhocular halkın canlı şeceresi gibidirler. Sahalar kahramanlık eserleri açısından çok zengindirler fakat, bu destanların en meşhuru “Nurgın Batır” (Bukuruyar Nurgun Bootur) dır. Saha halkının çok eski zamanlarındaki tarihinden bahseden bu destan otuz bin mısradan oluşur. Sahaların bir zamanlar güneyde yaşadıklarına dair kanıtlar bu olonhodadır. Bu durum akla, acaba Sahalar eski Saka soyundan mıdır sorusunu getirmektedir. Sahalar şimdiki yurtlarına 11. asırda yerleşmeye başlamışlardır. Ancak, bundan önceki yurtları hakkında pek bilgi yoktur.

Halk olonholara o kadar hürmet gösterir ki hala düğünlerde ve toylarda (ziyafet, eğlence) okunur. Usul olarak Sahların olonhatı ile Kırgızların manasçısı birbirine benzer ve bu durum da akrabalığın bir başka işaretidir. Saha eserlerinde ses uyumu ve aliterasyon çok sık olarak görülür. Yazın ortasında kımız bayramı “ısaak” kutlanmakta ve bu bayramda eğlence şiir ile açılmaktadır. Bu, Kazaklardaki “toybastar” geleneği ile neredeyse aynı bir gelenektir. Sahalarda ise buna “toyuk” denmektedir. Toybastar ve toyuk, önceden hazırlanmadan o anda irticalen söylenen sözlerdir. Bir diğer edebi tür de, hızla ve dize halinde söylenen şarkı tarzındaki “çobırğak” tır. Saha edebiyatında arzu ve isteklerin, umutların belirtildiği eserlere ise “alğıs” denmektedir. “Tabık” adlı Saha davulunun müziğinde “osukay” denen danslarla yapılan eğlenceler de halk için önemlidir.

Yazların kısa (iki ay), kışların ise uzun (sekiz ay) olduğu Saha ülkesinin edebiyatına ait yazılı ürünler 20. yüzyılda görülmeye başlanmaktadır. Bunda A.E.Kulakovskiy ve A.İ.Sapronov’un önemi çok büyüktür. Fakat tiyatronun çok hızlı gelişmesi, Saha yazılı edebiyatının eskilere dayandığını düşündürmektedir. Son zamanlarda P.A.Oyunskiy’nin nesir ve tiyatro eserleri vermesi Saha edebiyatını hayli geliştirmiştir. Ülkenin başkenti Yakutsk şehrinde P.A.Oyunskiy adında bir müze açılması da minnettarlığın bir göstergesidir. Modern Saha edebiyatında en ünlü yazar olarak bilinen N.E.Mordinov’un eserleri birçok ülkede tanınmıştır. En ünlü eseri “Köktem Şagı” (bahar çağı) adlı romanıdır. Rusça’ya da çevrilen bu eserde Saha Türklerinin 1910-1930 arasındaki yaşamı etraflıca anlatılmaktadır. Ulu önderimiz M.K.Atatürk’ün de kütüphanesinde Sahaca sözlük bulunması ve Saha Türklerinin edebiyatı ve dili hakkında söyledikleri düşünüldüğünde, Saha Türkleri ile ilişkilerin geliştirilmesi Türk tarihi ve kültürü hakkında karanlıkta kalan bazı yerlerin aydınlatılmasında yardımcı olabileceği açıktır.

Yorumlar

Çok Okunan | Most Read

Ege’deki Enerji Tesislerimizi Kıbrıs’taki Askerimiz Koruyor

Türkiye, denize kurulacak ilk rüzgar enerjisi santralini, Ege kıyılarının kuzey kesiminde veya Trakya’nın Karadeniz kıyılarında inşa etmeyi tasarlıyor. Bu sebeple, özellikle kuzey Ege’de yoğunlaşan enerji tesislerimizin güvenliğini tekrar gözden geçirmenin tam zamanı. Bunu gerekli kılan başka ek sebepler de var. Türkiye’nin yoğun dış politika gündemini ve askeri operasyonlarını fırsat bilen Yunanistan’ın, Ege’de mütecaviz girişimlerini sıklaştırması ve ısınan doğu Akdeniz jeopolitiği, Ankara-Atina arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyen unsurlar. Ankara’nın Vaşington ve Brüksel ile ilişkilerinin bozuk olması da, Atina’nın elini güçlendiriyor. Daha fazla enerji yatırımının kuzey Ege’de toplanması ise, halihazırda Yunanistan hava kuvvetlerinin tehdidine açık olan kritik enerji altyapımızın oranını artıracak. Bu durumu engellemek için Türkiye’nin elindeki en büyük imkan ise, Kıbrıs’ta konuşlu Türk askeri.

Litvanya'da Bir Türk İli: Trakay

Karayların, ya da diğer bir deyişle Karaim halkının, yaşadığı yer hem anayurttan hem de Osmanlı arazisinden çok uzaklarda bir Türk ili. Baltık ülkelerinden Litvanya'nın başkenti Vilnüs'e 35 km uzaklıkta 5.400 nüfuslu bir cennet köşesi olan bu diyar, Musevi olan Karay Türklerinin Litvanya'daki başkenti konumunda. Karay Türkleri, 1397-1398'de Litvan Dukası Vytautas tarafından Kırım'dan getirilmişler ve Vytautas'ın gayri resmi başkenti olan Trakay'a yerleştirilmişler. Kaynaklara göre Vytautas, 14. yüzyıl sonlarında gerçekleşmiş çok kanlı bir savaştan sonra Karayların savaşçılığını çok beğenmiş ve özel muhafızı olmaları için onları Trakay kalesine yerleştirmiş.Tarih boyunca Rusya, Almanya ve Lehistan (Polonya) üçgeninde birçok sıkıntılar çeken Karaylar'ın nüfusu 18. yüzyıl başlarında bir ara 3 aileye kadar düşmesine rağmen bu uzak akrabalarımız kendilerini toplamayı başarmışlar ve her türlü badireleri atlatarak şu anda sadece Trakay da bile 300 civarınd

Türkiye-ABD Gerilimi ve Türkiye’nin Enerji Güvenliği

Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında, ikili ilişkiler tarihinin en büyük krizlerinden biri yaşanmakta. Yakın bir zamana kadar birçok konuda anlaşabilen ve birbirlerini “stratejik ortak”, “müttefik” gibi sıfatlarla niteleyen iki ülkenin ilişkilerinin hızla bozulmasının, hatta karşılıklı başkentlerdeki vize işlemlerini durdurma noktasına gelmelerinin altında yatan birçok sebep var. Küresel sistemin hala en güçlü aktörü olan ABD ile yaşanan gerilimin, Türkiye’nin enerji güvenliği açısından kısa ve uzun vadede ne anlam taşıdığının tetkiki ise, sıklıkla gözden kaçırılmakta.